Futbol Hukukunda Yeni Dönem “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu”

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’nun 25.06.2015 tarihli genel kurulunda alınan karar ile TFF Statüsü’nün 35/1,y.; 37/2,i; 55. ve 56.maddelerinde değişiklik yapılarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun (UÇK) görevi yeniden düzenlendi ve UÇK, “alacak haklarına ilişkin uyuşmazlıklarda” yeniden zorunlu yargı yeri olarak belirlendi.

Genel Kurul kararının iptaline ilişkin davanın reddi ile kesinleşen bu düzenleme sayesinde Uyuşmazlık Çözüm Kurulu; kulüpler, kulüpler ile futbolcular, profesyonel teknik adamlar, antrenörler, futbol menajerleri, futbol menajerleri ile futbolcular, profesyonel teknik adamlar, antrenörler, arasında sözleşmeden doğan futbolla ilgili tüm uyuşmazlıkları, taraflarının başvurusu üzerine münhasıran görevli ve yetkili olarak inceleyecek ve karara bağlayacak. Kurulun bu münhasır yetkisi çerçevesinde UÇK Hakem Heyeti tarafından verilen kararlar, Tahkim Kurulu’na itiraz edilmemesi ya da itiraz üzerine verilen Tahkim Kurulu kararı ile de kesinleşecektir.
Oluşan bu yeni durum ile; Statü değişikliğinin Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği 11.07.2015 tarihinden itibaren “alacak haklarına ilişkin uyuşmazlıklar” için taraflar, TFF Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Talimatı’nda belirtilen usul çerçevesinde UÇK’ya başvurularını yapacaklardır. Statü değişikliğinin iptaline dair davanın henüz sonuçlanmış olması ve ihtiyati tedbire bağlı olarak bugüne kadar herhangi bir iş görülememiş olması nedeniyle UÇK hakem listeleri oluşturulamamış, TFF tarafından da henüz açıklanamamıştır. Kulüpler Birliği Vakfı’nın, Profesyonel Futbolcular Derneği’nin ve Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin bildireceği ve TFF Yönetim Kurulu’nun kabul edeceği toplamda en fazla 75 kişiden oluşan hakem ile 5 Başkanlar Kurulu üyesinden oluşacak UÇK; yapılan başvuruları Koordinatör eliyle ön denetimden geçirip usuli eksiklik olmaması halinde, tarafların seçeceği birer hakem ile onlara başkanlık edecek bir Başkanlar Kurulu üyesine tevdi edecektir. Her bir dosyada 3’er kişilik Hakem Heyeti (tarafların seçeceği 2 hakem ve 1 başkan) olarak iş görecek UÇK’nın kararlarına karşı Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilecektir. Dava konusunun değeri üzerinden % 3 oranında harç ile yapılacak başvuruda davacı taraf, tarafların seçeceği iki hakemin de ücretini ödeyecektir. Başkanlar Kurulu tarafından uyuşmazlığı niteliği dikkate alınarak 1.500 TL-5.000 TL arasında belirlenecek hakem ücretinin bildirimden itibaren 3 gün içinde ödenmesi gerekmektedir. Uyuşmazlıkların 4 ay gibi kısa bir sürede karar bağlanmasını öngören UÇK Talimatı’ndaki “faks” ile tebliğ usulü taraflarca dikkate edilmesi gereken bir durum ise de; Talimat’ın 6/III,a bendinde, faks numarası bildiriminin “varsa” denilerek ihtiyari hale getirilmesi önemli bir eksikliktir. Uyuşmazlıkların 4 ay gibi kısa bir sürede karar bağlanmasının öngörüldüğü yerde, faks ile tebliğ ciddi zaman kazandıracak olup tarafların faks numarası bildiriminin zorunlu olması gerektiği kanaatindeyiz.

Öte yandan halen adli yargı önünde olan uyuşmazlıklar hakkında, adli yargı tarafından verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı olmadıkça aynı konu hakkında UÇK’ya başvuru yapılamayacaktır. Aksi bir başvuru derdestlik itirazı ile karşılaşabileceği gibi UÇK Talimatı’na 29.09.2015 tarihinde eklenen Geçici 1.madde sayesinde, UÇK Hakem Heyeti de bu durumu res’en gözeterek başvuruyu derdestlik nedeniyle reddedebilecektir. Adli yargı önündeki uyuşmazlıklar hakkında verilecek görevsizlik kararı, yargı birimleri arasındaki farklılık nedeniyle (adli ve idari yargı arasındaki görevsizlik kararlarında olduğu gibi), dosyaların fiziken UÇK’ya gönderilmesi mümkün olmayacağından; davası görevsizlik nedeniyle reddedilen tarafın, kararın kesinleşmesinin ardından yeniden harç ödemek suretiyle UÇK’ya başvuru yapması gerektiği bilinmelidir. Buna karşılık, adli yargıya müracaat ile kesilen zamanaşımı süresi, görevsizlik kararının verilmesi ile yeniden işlemeye başlayacak, bu şekilde hesaplanan zamanaşımı süresi dolmadan UÇK’ya yapılacak başvurularda zamanaşımından bahsedilmeyecektir.

Bilindiği üzere UÇK yargısı, 29.06.2011 tarihli TFF Statüsü değişikliğinden sonra ihtiyari hale getirilmiş; dayanak olarak da 6214 sayılı Kanun’un madde gerekçesinin 4. paragrafı gösterilmişti. Madde gerekçesinin 4. paragrafı; 6214 sayılı Kanun Tasarı’nda yer alan, ancak kanunlaşmayan “Ancak alacak haklarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünün gerekçesidir. Bu nedenle 2011 yılı değişikliği; bir kısım hukukçular tarafından, kanunlaşmayan bir metnin gerekçesi esas alındığı için hukuki dayanaktan yoksun bulunurken; bir kısım hukukçular ise, anılan metnin kanunlaşmamasının tamamıyla teknik bir durum olduğunu, zira kanunlaşan kısmın bu hükmü de kapsadığını, bu nedenle 2011 değişikliğinin hukuki dayanağının bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.

Adli yargının yeni duruma dair “görev” kararı ile rayına oturacağı düşünülen tüm bu tartışmalar sonucunda, her ne olursa olsun; futbolun içinden doğan her türlü uyuşmazlığın yine futbolun içinde kalınarak çözülmesi gerektiği temel doğrusundan uzaklaşmamak, meseleyi bu doğru çerçevesinde kabullenmek ve çözüme kavuşturmak gerektiği açıktır.

Kamuoyunu bilgilendiririz.

Spor Hukuku Enstitüsü